Her devrin adamı olan kişiler, karakterleri kayık olan kişilerdir. Kendileri her dönem bir şahsa adamış görünürler. Kraldan çok kralcıdırlar. Başkalarını yalakalıkla suçlarlar empatiden yoksundurlar.
Her devrin adamı olan kişiler, karakterleri kayık olan kişilerdir. Kendileri her dönem bir şahsa adamış görünürler. Kraldan çok kralcıdırlar. Başkalarını yalakalıkla suçlarlar empatiden yoksundurlar.
Dava sahibi olmak lazım. Davanın lideri benimsenir çevresinde toplanılır. Fakat, davanın neferlerini bulunmaz hint kumaşı gibi peşine yapışıp sürekli överek dava neferini kibir abidesine dönüştürme noktasına getirirler. Bütün bunların arkasında tabii ki duygusal sebepler vardır. Duygusal dediysek baş parmak ve işaret (şehadet) parmağını birbirine sürterek belirtilen duygusal sebepler. Dava neferinin yerine başka bir dava neferi atanma aşamasında yeniye iftiralar atılır ve kamu oyu oluşturmaya çalışırlar. Kendi duygusal sebeplerine destek olmayanları ise yalakalıkla suçlarlar. Unuttukları nokta bu yaptıkları bir şekilde kayıt altına alınıyor. Utanma duyguları olmadığı için insanlardan da utanmazlar. onlar çıkarlarını mabetleri yapmışlardır. Diklenmeden dik durmak ve dava adamı gibi dimdik durmak lazım. Yalpalamamak lazım. Dava, İlayü Kelimetullah ve Nizam-ı Alem davasının neferlerinin özelliklerini kaybetmemek lazım. Dava neferleri değişir, Dava değişmez. Allah bizi kişisel yakınlıklar veya nefretler yüzünden davaya vermemiz gereken değerden çok dava neferlerini yüceltmeye vermemiz gerekir.
Fakat, dava neferlerine göre kendilerini konumlandıran bir grup vardır ki bunlara sorulsa memleket için doğrusu kendi yaptıklarıdır. Aslın da maçları dava neferi gibi görünüp davaya zarar vermektedirler. Yaptıkları şey ayrıştırmak, karalamak ve algı operasyonundan başkası değildir. Yaptıkları ile şeytana külahını ters giydirirler.
Seçimler bazında düşünürsek seçim geçtikten bir süre sonra menfaatlerini korumak adına yeni seçilen kişinin etrafında toplanmaya başlayıp, seçimde yaptıklarını sanki kendiler yapmamışçasına (omurgasızca) yaltaklanmaya başlarlar. Onların tek davası vardır maddi menfaatleridir.
Merhum şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu durumu çok iyi anlatmıştı. "Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hep böyle gittim, bundan sonra da böyle gideceğim."